Otimsan

Paris te otel savaşları

Paris te otel savaşları

Yaklaşık 100 yıldır, Hôtel le Bristol ve saray otelleri olarak isimlendirilen diğer oteller – the Crillon, George V, Meurice, Plaza Athénée ve Ritz – kendilerini Fransız geleneklerinin ve soylu hizmetinin koruyucusu olarak gördü.

Otellerin amiral gemileri olan restoranları sadece Fransız klasik mutfağı servis ederken, tarihi binaları 18. ve 19. yy’da olduğu gibi bugün de ikonik yapılar olarak görülüyorlar. Paris’teki beş yıldızlı otellerde gecelik ortalama 350 – 700 Dolar iken saraylarda fiyatlar 1.000 Dolar’dan başlayıp 31.000 Dolar’a kadar çıkıyor.

Saray otellerinin yüksek statüleri bu gecelik fiyatlarla en durgun dönemlerde bile odaların dolu olmasını sağladı. Ancak şimdilerde bu oligopol ciddi bir meydan okuma ile karşı karşıya. Asya kökenli otel grupları, Paris’teki tarihi binalarda yüzlerce milyon Dolar’lık yatırım yapıyorlar.

Ekim ayında Singapur merkezli Raffles Group, 1928’den kalan Le Royal Monceau’u 140 milyon Dolar’lık harcama ile yeniden açtı. Louvre’un yakında bulunan, oda başına 1.6 milyon Dolar’lık maliyetle inşa edilmiş 130 odalı Mandarin Oriental haziran ayında ziyaretçilerine kapılarını açacak. 2013 yılı başlarında Peninsula Grubu ise Avenue Kléber’da Avrupalı ilk otelini hayata geçiriyor.

Tüm bu yeni katılımlarla kentteki lüks oda sayısı yüzde 40 oranında artış gösterecek. Hedef müşteri, gelişen elit pazarı büyütüyor. Boston Consulting Group’a göre milyoner hane halkı sayısı 2009 yılında dünya çapında 11.2 milyon insan olacak şekilde yüzde 14 artış gösterdi. Sadece Çin’de yüzde 31’lik bir artış tespit edildi.

Le Royal Monceau, ailelerinin servetini miras edinen genç müşterilerin ve geleneksel lüks otellerle alay edenlerin cazibe merkezi olmayı umuyor. Bu yüzden keskin hatlı sanat parçalarına yöneliyor. 149 oda ve suitlerin tamamı sanki bir dostları ödünç vermiş gibi duran objelerle dolu. Duvara dayanmış bir şekilde duran elektronik gitarlar ve mobil kayıt stüdyolarına girişler gençler için yapılan uygulamalar arasında yer alıyor. Ercoli “Sigara içim odası beyaz koltuklarla döşenmiş kırmızı ışıkla aydınlatılmış cam bir kafes. Genç müşterileri bu şekilde cezbedeceğiz” şeklinde konuşuyor.

Diğer oteller ise Le Royal Monceau’dan daha da ileri gitmiş durumdalar. Saray yanlılarını şok eden bir hareketle, Mandarin, Fransız servisini oryantal yetenek sunacak. Bu odalara yoga matları koymak, suitlerde masaj salonlarına yer vermek anlamına geliyor. 1930’lu yılların Art Deco binasından bugünlere gelmiş Mandarin, sıklıkla tarihi binalarda gözlemlenen eksikliklerden de kaçınmanın yollarını arayacak. Mandarin Paris’in Genel Müdürü Philippe Leboeuf, “Rus ve Çinli müşteriler tarihi görünümlü binaları seviyor ancak duş ya da wi-fi çalışmadığında sorun oluyor” diyor. Dolayısıyla duvarlarda yeni nesil televizyonlar, kişiye özel buhar banyolar otelde yer alıyor. Lüksle birlikte çevreci yaklaşımı aynı anda talep eden, seyahat eden kişileri ve kurumları kendine çekmek için Mandarin Paris, “enerji tüketimi ve yakıt tasarrufunda en yüksek standartları” birleştirmek için tasarlandı.

Bristol’un Genel Müdürü Didier Le Calvez “Sadece ismimizle ayakta kalamayız” diyor. Le Royal Monceau’nun açıldığı geçtiğimiz Ekim ile Nisan ayları arasında Bristol’da 28 milyon Dolar’lık renovasyon harcaması yapıldı. Kaynaklar, spa alanının ikiye katlanması, panaromik teras suit yapılması ve 40 odanın baştan başa yenilenmesi için kullanıldı.
Bu otellerin hayatta kalması paranın satın alamayacağı tarihe vurgu yapmakla mümkün. Plaza Athénée’in Genel Müdürü François Delahaye bu gerçeği “Çin’den gelebilir ve gösterişli banyolar yapabilirsiniz. Oysaki bizim müşterilerimizin aradağı ruhu ne mermer ne de yaldızla verebilirsiniz” diyerek dile getiriyor.

Gerçek şu ki bugün lüksün bir hikayeye ihtiyacı var. Bu nedenle Crillon, Marie Antoinette’in çizim odalarında piyano dersleri aldığına vurgu yaparken Ritz, Coco Chanel’in 30 yıllık ikamet ettiği yer olarak otelini onurlandırıyor. Bristol’daki yöneticiler, 2.Dünya Savaşı sırasında kendilerinden öncekilerin kat planından sildikleri bir odada Yahudi bir mimarı barındırmalarını anlatarak kendi hikayelerine vurgu yapıyorlar.

Kaynak: http://www.gazeteparc.com/h62400