Otimsan

İlhan Koman, Sadi Öziş ve Kare Metal

İlhan Koman, Sadi Öziş ve Kare Metal

İlhan Koman ı Zincirlikuyuda hafızalarımızda yer eden Akdeniz heykeli ile tanımayan yoktur. Bu usta Can Yücel in tabiri ile traşsız heykeltraş teknik imkansızlıklara rağmen zamanın ötesinde metal mobilya lar tasarlamıştır. 1951 de Paris ten dönüp akademide öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladıktan sonra 53/56 yıllarında Sadi Öziş, Sadi Çalık ve Mazhar Süleymangil ile birlikte kurdukları Kare Metal i şöyle tanımlıyordu ”Aldığımız maaş hiçbir şeye yetmezdi. Helva ekmeğe talim ederdik her gün. Baktık olacak gibi değil, ne yapalım ne edelim derken koltukçuluğa başlamaya karar verdik dört arkadaş.  Adını da dört kişi olduğumuza göre Karemetal koyduk. Modern mobilyayı ilk kez memleketimizde yapmaya koyulduk. Yani, biz o devirde sanatımızla insanların kafasına hitap edemediğimizden, kıçlarına hitap etmeye başlamıştık”

İlhan  Koman ve Kare metal i daha iyi anlamak için Sadi Öziş in Haziran 2005 teki açık radyo daki söyleşi programına dönmek lazım

”ders vermek için devamlı Akademi’de bulunuyoruz, fakat biz bir türlü yerimizde duramıyoruz. İşler biraz yavaşladı, İlhan o sırada heykeltıraş Nejat Sirel’ – Akademi’nin müdürü, çok efendi bir heykeltıraş, hoca, hepimizin hocası-, teşvik etti, Akademi’de demir atölyesi kurulmuş oldu. Bir sürü aletler alındı vs. Ben de duramıyorum, benim aklım fikrim resim, heykel. Enteresandır bu sefer mobilya kreasyonları yapmaya başladık. İlk metal mobilya üretimine orada kendi kendimize başladık, tam bilemiyoruz da, kuma oturuyoruz, kumdan kalıp alıyoruz, tekrardan metal tellerle büküyoruz, vs. Baktık bir kaç tane gayet hoş, herkesin beğendiği modeller çıktı. Moderno diye Hilton Oteli’nin karşısında Türkiye’de ilk mobilya ve dekorasyon mağazası vardı, çok ileri görüşlü kişilerdi oranın sahipleri, biri mimar, biri bizim büyüğümüz, abimiz, bir de Baki Aktar diye bizim devremizden akademiden bir mimar arkadaş sahipleri. Bizi hemen aldılar, bağrlarına bastılar, hemen imkânlar tanıdılar, “siz bize üretin, yapın, biz hemen burada bunlara başlayalım, satarız” dediler. Yeni bir hayat başladı. Evvela Melda Kaptana’nın eşi Affan Kaptana önayak oldu, bize bir ufak atölye açtı, bizde hiçbir zaman kapital olmadığı için, birden bir işler türedi. O sırada Kilyos’ta bir çok şeyler yapılıyor, tesisler yapılıyor, mimari tesisler yapılıyor, yapan da Sedat Eldem, o da bizim yaptıklarımızı çok beğeniyor. Hemen orada yaptığımız iskemlelerden, nesnelerden ısmarlanmaya başladı. Ama işler büyüdü, bir tane, iki tane değil, “100 tane, 50 tane şundan” olunca iş şapa oturdu. Biz nasıl yapacağız bu işi? Biz bir tane yapıyoruz işte epi topu. Velhasıl o da olmadı, Affan kendisi “ben ayrı çalışayım” dedi, bizi bıraktı. Bu sefer Moderno ile beraber, bizim için bir atölye kurmağa çalıştılar, yaptılar da. O da pek fazla yürümedi, çünkü hep biz çalışıyoruz, başkaları parayı topluyor, bize gelince bakıyoruz biz yavaş yavaş paranın kısıtlaması bizde kalıyor. Sonra çok eski bir arkadaşımız Mazhar Süleyman isminde bir bey, fabrikatör, bizi çok seviyor ve bize “siz bir yer bulun, kaç para istiyorsanız, kaç para lazımsa ben size veriyorum, siz bir atölye kurun, madem ki böyle işler yapıyorsunuz” dedi. Çünkü o atölye artık bizim hem heykel, hem diğer çalışmalarımızı, imkânlarımızı sağlayan bir mekân olmuş oluyor, hem de mobilya filan üretiyoruz, ki mobilyalar çok geçer akçe. Velhasıl Kare Metal isminde bir atölye bulundu Şişli’de, ama biz dedik ki “Şadi var, onu da alalım”. Şadi Çalık da bize iştirak etti, üçümüz başladık orada harıl harıl çalışıp mobilya yapmaya. Ustalar yetiştirdik, onlar üretiyor, kalıplar yapılıyor, vs. Derken yıl 1958 oldu”

İlk eşi Melda Kaptana ile Nişantaşı’nda oturdukları evin birçok mobilyasını İlhan Koman kendisi yapmıştı. Demir atölyesinde heykel yapan sanatçı, aynı atölyede bir yandan da portmanto, masa ve tabure gibi eşyaları tasarlayarak dairenin eşyalarını tamamlamıştı. Melda Kaptana’nın anlattığına göre o zamanlar malzemeler çok azmış, her şey zor bulunuyormuş. Misal İlhan Koman mat boya bulamayarak onu bile kendi yapmış! Ev için demir atölyesinde yaptığı abajurları kendi yaptığı mat boyayla boyamış. Bütün bu yapıtlar literatüre Türkiye’de yapılan ilk metal mobilya tasarımları olarak geçiyor.

http://www.sadiozis.com/ sitesinde Kare Metal ve daha sonra Sadi Öziş in devam ettirdiği Galeri T koleksiyonunda bulunan mobilya tasarımlarını görebilirisiniz

Mobilyaların bazıları Sadi Öziş in oğlu mimar ve tekne tasarımcısı Neptün Öziş tarafından yeniden üretiliyor henüz prototip aşamasında olan bu kıymetli tasarımlar yakında yeniden satışa sunulacak

Referanslarımız

Çalıştığımız markalardan bazıları