Otimsan

Emre Arolat

Emre Arolat

Aldığı uluslararası ödüllerle Türk mimarlığının yurtdışındaki gurur kaynağı olan Emre Arolat, İpekyol Tekstil Fabrikası yapısı ile 2010 Aga Khan Mimarlık Ödülü’nün de sahibi oldu.

Emre Arolat, İpekyol Tekstil Fabrikası yapısı ile dünyanın en prestijli mimarlıködüllerinden biri olan ve 1977 yılından beri her üç senede bir çağdaş, başarılı mimari ve kentsel tasarım örneklerine verilen Aga Khan Mimarlık Ödülü’nü bu yıl Türkiye’ye kazandıran tek mimar oldu.

Daha önce de aralarında Behruz Çinici, Hakkı Sedat Eldem, Turgut Cansever gibi isimlerin yer aldığı Türk mimarlar ödüle layık bulunmuştu. Emre Arolat, İpekyol Tekstil Fabrikası’yla layık görüldüğü ödülü, Katar’ın başkenti Doha’daki İslam Sanatları Müzesi’nde düzenlenecek törende aldı . 11’inci Ağa Han Mimarlık Ödülleri Mastır Jürisi, Arolat’ın eseri İpekyol Fabrikası’nı çalışanların refahıyla işverenin üretim hedeflerinin, mekana entegrasyonundaki başarısına dikkat çekti. Yönetim ve üretim alanlarının aynı çatı altında buluştuğu fabrikada, hiyerarşik düzenleme ve kötü yasam koşullarından uzak bir mimari benimsendiğini vurgulayan jüri, binanın yerel malzeme kullanımı, düşük enerji performansını da önemsedi.

Emre Arolat Radikal Gazetesinden Erakn Aktuğ ya 2009 da verdiği röportajda haklı olarak bir serzenişinden bahsediyordu. Umarız bu usta mimarın ve diğerlerinin aldıkları uluslararası ödüller dikkat çeker ve gün geçtikçe ülkemizdede tasarım değerini, bulur daha iyi yaşama alanları herkes için ortaya çıkar

İyi mimarlık talep edilmiyor

“Etraftaki çok fazla pejmürdeliği aslında buna bağlıyorum. Mimarlık hep son dönemde bir sürü kapalı siteler oluşturmaktan öteye gidemez haline geliyor. Bu kapalı sitelerin üst gelir grubuna ait olanları iyi mimarlar tarafından yapılması söz konusu. Çok daha sosyal yönelimleri, kamu yönelimleri fazla olan projelerde mimarlar pek akla gelmiyor, iyi mimarlık talep edilmiyor. Çünkü yöneticiler her şeyi biliyor ! ‘İstanbul AKM çirkin’ diyor, ‘Ankara AKM çirkin’ diyor, ‘Yıkalım’ diyor. Hakikaten beni dehşete düşürmüştü bunu duyduğumda. Çok fazla bayıldığımız bir bina olmayabilir Ankara AKM ama kentin hafızasında yer etmiş binaların, üstelik ekonomik olarak da henüz sürdürülebilirliği olan yapıların öyle kolaylıkla göz ardı edilebilmesinin arkasında böyle bir şey var aslında. Tasarım çok önemsenen bir şey değil. Çok doğru, herkesin kullandığı hangi bina var dendiğinde çok fazla cevap veremiyorum, bir sürü iş yapıyor olmamıza rağmen.”

Aslında Emre Arolat, sosyal yönelimi olan binalarla ilgili gene de şanslı aslında. Santral’in yanı sıra Dalaman Havalimanı Dış Hatlar Terminali var, Antalya’daki Minycity Park var, Adresistanbul var. ‘Mimar olarak daha fazla insanla temas eden binalar mı heyecanlandırır sizi?’ diye sorduğumda, “Evet, yüzde 100” diyor, “Hatta bazen sadece böyle binalar yapsam diye diyorum. Ortaklarım bana kızıyor böyle şeyler söylediğimde. Ben biraz zevkimi aldım. Hep şunu söylüyorum, keşke 60-70 kişilik bir büro olmasak, keşke 20 kişilik bir grup olsak ve keşke sadece bu tür işler yapsak. Artık kapalı konut siteleriyle, afili projeler değil de sosyal yönelimleri fazla olan projeler yapmak gibi bir amacım var. Bir dahaki buluşmamızda inşallah bu tarafa dönmüş olabilirim (gülüyor).”